Günümüz dünyasındaki globalleşme ile birçok hizmet, kaynak ve ürün herkes tarafından kolaylıkla ulaşılabilir hale geldi.
İnsanlar en yakınındaki hizmeti almak yerine çok daha iyi hizmeti daha avantajlı bir şekilde almaya yöneliyor. Sağlık turizmi de globalleşme trendinden en büyük payı alan sektörlerin başında gelmektedir. Gelişmemiş ülkelerdeki insanlar kendi ülkelerindeki sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden; gelişmiş ülkelerdeki insanlar ise sağlık hizmetlerinin pahalılığından ve de sağlık hizmetine ulaşmanın uzun bekleme süreleri olmasından dolayı yurt dışındaki alternatiflere yöneliyor.
Bu alternatifler arasından kaliteli sağlık hizmeti sunabilen nispeten ucuz olan gelişmekteki ülkeler öne çıkmaktadır. Türkiye bu tanıma en çok uyan ülkelerin başında gelmektedir. Ve çok büyük bir potansiyel barındırmaktadır.
Peki sağlık turizminde bütün gözler neden Türkiye’nin üzerindedir?
Ulaşılabilirlik: Türkiye; Avrupa, Asya ve Arap Yarımadası’nın buluşma noktası olması nedeniyle altın değerinde bir konuma sahiptir. Türkiye kendi ulusal havayolu şirketine sahip olması sebebiyle dünyanın birçok noktasından ülkesine sık ve kaliteli ulaşım sağlamaktadır. 1,5 milyar insan Türkiye’ye 4 saat kadar kısa bir sürede ulaşabilmektedir. Dünya nüfusunun %20’sine tekabül eden bu sayı Türkiye’nin sağlık sektöründeki pazar payını attırabilmesi için büyük bir fırsattır.
Kaliteli Tıbbi Hizmet: İnsanlar konu sağlık olunca en büyük önceliği aldıkları hizmetin kalitesine vermektedir. Gelişmekte olan Türkiye’nin tıbbi imkanları gelişmiş ülkelerin tıbbi imkanlarıyla rekabet edebilecek seviyede olduğu için yüksek talep görmektedir. Bununla beraber potansiyel Güney Doğu Asya Bölgesi’ndeki rakiplerine kıyasla salgın hastalık riski taşımaması ve hijyen konusunda sahip olduğu olumlu izlenimiyle rakiplerinden sıyrılmaktadır.
Bu bilgiler kulağa birtakım kişilerin öznel görüşleri gibi geliyor olsa da Joint Commission International (JCI) kuruluşu, ülkeleri katı düzenlemelere tabi tutarak sağlık hizmetlerinin kalitesini dünya standartlarında ölçmektedir. Dünya standartlarında doktorlara ve tıbbi cihazlara sahip olan Türkiye, 46 sağlık kuruluşu ile dünyadaki en çok JCI akreditasyonuna sahip 2. ülkedir.
Çok yönlülük: Türkiye, tarihi ve turistik zenginlikleri ve misafirperverlik gelenekleri ile pek çok sağlık turistinin uğrak noktasıdır. Pek çok sağlık turisti operasyonun öncesinde ya da sonrasında vaktini iyi geçirmek ister. Başka bir deyişle bir taşla iki kuş vurmayı tercih etmektedirler. Onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış olan Türkiye, zengin tarihi geçmişinin getirdiği kültürel mirası ve tarihi eserleriyle turistlerin aklına gelen ilk ülkedir.
Bunun yanı sıra, dört mevsime ev sahipliği yapan bir ülke olan Türkiye, birçok turistin tatil için uğrak noktasıdır. Bu konuda turistler tarafından en çok rağbet gören denizleriyle her yıl milyonlarca yabancıyı ağırlanmaktadır. Örneğin, 2022 yılında sadece Antalya’ya 12 milyonu aşkın turist gelmiştir. Bunun yanı sıra enerji krizi vb. nedenlerle kış tatili turizmi de yaygınlaşmıştır. Rekabetçi bir para birimine sahip olan ülkemiz turistler için yılın 365 günü cazip bir tatil lokasyonudur.
Ayrıca doğal kaynakları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olan Türkiye kaplıcaları, termal havuzları, çamur banyoları gibi alternatif tıp olanakları da sunmaktadır. Kısacası Türkiye, birçok olumlu yönüyle sağlık turistlerine ev sahipliği yapma konusunda potansiyelini kanıtlamıştır.
Sağlık turizmi 4 ana kategoriye ayrılmıştır:
1- Medikal turizmi
2- Kaplıca turizmi
3- İleri yaş ve engelli bakımı
4- Spa-wellness turizmi
Bu yazımızda Türkiye’nin sağlık turizmi sektöründeki cazibesini ve bu cazibenin nedenlerini paylaştık. Türkiye ulaşılabilirliği, kaliteli tıbbı hizmeti ve çok yönlülüğüyle bulunmaz bir nimettir.